Kıbrıs'ın Fethi ( 1571 )
Kıbrıs, Venediklilerin elindeydi. Venedikliler Akdeniz'de önemli bir üs durumundaki Kıbrıs sayesinde Mısır ve Suriye'ye giden deniz yolunun denetimini ellerinde tutuyorlardı. Bölgedeki durumunu güçlendirmek isteyen Osmanlı Devleti Kıbrıs'ın fethi için hazirlıkklara başladı. 1566 yılında Kanuni'nin ölümünden sonra 2. Selim tahta geçmişti. Lala Mustafa Paşa komutasındaki donanma, 1571 yılında Kıbrıs'ı fethederek Osmanlı topraklarına kattı. Daha sonra Kıbns'a Türkler yerleştirilerek, adaya Türk kimliği kazandırıldı.
Tunus'un Fethi (1574)
Tunus'u Barbaros Hayrettin Paşa fethetmişti. Fakat Sarlken tarafından 1534'te geri alınmıştı. Kaptan-ı Derya Kılıç Ali Paşa komutasında Türk donanması ve Vezir Sinan Paşa emrindeki kara kuvvetleri ile Tunus'a bir sefer yapıldı. 1574'te kesin olarak fethedilen Tunus, beylerbeylik haline getirilerek Osmanlı Devleti'ne bağlandı.
Mohaç Savaşı ( 1526 )
Belgrad'ın fethine rağmen Macaristan sorunu çözülememişti. Ayrıca, Macar Kralı 2. Layoş'un koruyucusu durumunda olan Sarlken, Fransa Kralı Fransuva'yi (Francois) esir almıştı. Fransa kralının yardım istemesi üzerine Kanuni, Avrupa'da Osmanlı’ya karşı oluşan Hristiyan birliğini parçalamak ve Katolik Hristiyan dünyasmdan Fransa'yı kendi yanına çekmek için Macaristan seferine çıktı.
Macaristan ise diğer Avrupa devletlerinden yardım istedi. iki ordu, 1526 yılında Mohaç Ovası'nda karşılaştı. Kanuni, Turan taktiği (sahte geri çekilme taktiği) ile Macar ordusunu çember içine aldi. Kaçmak isteyenler bataklıkta boğuldu. Macar Kralu 2. Layoş da ölenler arasindaydı. iki saatte sonuçlanan Mohaç Meydan Savaşı'nda Osmanlı ordusu kesin bir zafer kazandı.
Mohaç Zaferi'nin ardından Macaristan'ın başkenti Budin fethedildi. Kanuni, Macar tahtına Yanoş'u kral tayin etti. Avusturya Arşidükü Ferdinand, Macar tahtında, akrabalık bağlarına dayanarak hak iddia edip, yeni kralı tanımadı. Ferdinand, Osmanlı Devleti'nin bölgeden çekilmesinden sonra Macaristan topraklarına girdi. Bu andan itibaren Macaristan egemenliği yüzünden, Osmanlı-Avusturya savaşları başladi.
İnebahtı Deniz Savaşı (1571)
Kıbns'ın, Osmanlı Devleti'nin eline geçmesi üzerine, ispanya, Malta, Venedik ve diğer italyan devletleri birleşerek Osmanlının Doğu Akdeniz'deki üstünlüğünü kırmak için, Papanın önderliğinde bir Haçlı donanması hazırladılar. Haçlı donanması, inebahtı'da Os¬manlı donanmasını hazırlıksız yakaladı. Osmanlı donanması büyük bir yenilgi aldı ve birçok gemisini kaybetti. Yalnizca Kılıç (Uluç) Ali Paşa, komuta ettiği filoyu kurtararak istanbul'a getirdi. Osmanlı Devleti'nin inebahtı'da toprak kaybı olmadı Ancak, Osmanlı Devleti'nin yenilebileceği anlaşıldı. Tecrübeli denizcilerin şehit düşmesi daha sonraki dönemde Osmanlı denizciliğinin gerilemesine neden oldu.
Veziriazam Sokullu Mehmet Paşa'mn çabalan sonucu, kısa bir sürede yeni bir donanma hazirlanarak, ertesi bahar denizlere indirildi. Kaptan-ı Derya Kılıç Ali Paşa'nın Italya ve Sicilya kıyılarında bir takim yerleri vurması üzerine Venedik, Osmanlı Devleti ile anlaşma, yaptı ve yeniden Osmanlı Devleti'ne vergi vermeye başladı. Böylece Osmanlı Devleti Akdeniz de üstünlüğü tekrar sağlamış oldu.
Gönderen Osmanli Tarihi zaman: 09:54 0 yorum
padişah resimleri, osmanli tarihi , padisahlar haçlı ordusu, inebahtı deniz savaşı, inebahtı savaşı, kaptan - ı derya, sokullu mehmet paşa
Islahat Fermanı ( 1856 )
Kırım Savaşı'nda Osmanlı Devleti'nin yanında yer alan ingiltere, Fransa ve Avusturya; Osmanlıda yaşayan Hristiyan halka Tanzimat Fermanı ile tanınan hakları az buluyor ve genişletilmesini istiyorlardı.
Osmanlı Devleti, Avrupa devletlerinin istekleri doğrultusunda ıslahatlar yaparak, Paris Bans Konferansi'nda lehine kararlar çıkartmak amacını güttü. Islahat Fermanı da, tıpkı Tanzimat Fermanı gibi Osmanlı’nın zor bir döneminde, Avrupa'nın desteğini almak için yayınlanmıştır.
Tanzimat Fermanı'nda; ırk, dil, din ayrımı yapılmamiş bütün halk için geçerli haklar tanınmışken, Islahat Fermanı'nda sadece gayrimüslimlere yeni haklar tanınmıştır. Islahat Fermani ile gayrimüslimlerin devlet memuru olabilmeleri ile sivil ve askeri okullara girebilmeleri hükme bağlandı. Kendi aralarındaki miras davaları yine patrikhanelerde görülebilecekti. Her gayrimüslim topluma, ikişer temsilci ile Meclis-i Vala'ya katılma hakkı sağlandı. Vergilerin bütün Osmanlı vatandaşlanndan eşit olarak alınacaği ve iltizam usulünün kademeli olarak kaldinlacaği belirtildi.
Paris Konferansi sürerken Şubat 1856'da yayinlanan bu ferman ile Osmanlı Devleti Avrupa devletlerinin kendi iç işlerine karışmasını önleyemedi. ileride Osmanlı Devleti'ni paylaşmayı hedefleyen devletler, Islahat Fermani'na uyulmadığını öne sürerek Osmanlının iç işlerine karışmak için yeni fırsatlar buldular. Yapılan düzenlemeler başta Rumlar ve Ermeniler olmak üzere gayrimüslim topluluklara güç verdi. Bu topluluklar patrikhanelerde toplanarak kendi milletlerine ait nizamnameler çıkardılar. Tanzimat ve Islahat fermanlan ile tamnan haklar gayrimüslimlerce yeterli bulunmadı. Çünkü Osmanlı tebaasi olan gayrimüslimler, Müslümanlarla eşitlik değil bağımsızlık istiyorlardı. Dağılmakta olan devleti elde tutabilmek amacıyla Osmanlı Devleti yeni ödünler vermek zorunda kaldi.
Malta Kuşatması ( 1565 )
Mısır, Cezayir ve Trablusgarp Osmanlıların eline geçmişti. Malta Adası bu bölgelere ulaşan deniz yollarının üzerinde bulunuyordu. "Hristiyanlığın Akdeniz'deki kalesi" olan Malta Adası'ndaki şövalyeler, Türk gemilerine saldırıyor, Akdeniz'deki Türk egemenliğine gölge düşülüyorlardı .Piyale Paşa komutasındaki Osmanlı donanması, 1565 yılında adayı kuşa Turgut Reis de bu kuşatmaya katılmıştı. Çarpışmalar sırasında Turgut Reisin şehit düşmesi üzerine satma kaldırılarak İstanbul'a geri dönüldü.