Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaPEYGAMMER EFENDİMİZİN HAYATI 2. CİLT <a href=GaleriLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
Giriş yap
Kullanıcı Adı:
Şifre:
Beni hatırla: 
:: Şifremi unuttum
Kimler hatta?
Toplam 24 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 24 Misafir

Yok

Sitede bugüne kadar en çok 24 kişi Perş. Ekim 31, 2024 5:16 pm tarihinde online oldu.
En son konular
» Beldemizden 2 Vefat Haberi
PEYGAMMER EFENDİMİZİN HAYATI 2. CİLT Icon_minitimeSalı Ağus. 12, 2008 1:34 am tarafından admin

» peygamber efndimizin vefatı 2.
PEYGAMMER EFENDİMİZİN HAYATI 2. CİLT Icon_minitimeC.tesi Tem. 12, 2008 10:12 am tarafından sari_seytan

» peygamber efndimizin vafatı
PEYGAMMER EFENDİMİZİN HAYATI 2. CİLT Icon_minitimeC.tesi Tem. 12, 2008 10:12 am tarafından sari_seytan

» veda haccı
PEYGAMMER EFENDİMİZİN HAYATI 2. CİLT Icon_minitimeC.tesi Tem. 12, 2008 10:11 am tarafından sari_seytan

» peygamber efendimizin evlenmesi
PEYGAMMER EFENDİMİZİN HAYATI 2. CİLT Icon_minitimeC.tesi Tem. 12, 2008 10:09 am tarafından sari_seytan

» peygamber efendimizin gençliği
PEYGAMMER EFENDİMİZİN HAYATI 2. CİLT Icon_minitimeC.tesi Tem. 12, 2008 10:09 am tarafından sari_seytan

» peygamber efendimizin çocukluğu 2.
PEYGAMMER EFENDİMİZİN HAYATI 2. CİLT Icon_minitimeC.tesi Tem. 12, 2008 10:08 am tarafından sari_seytan

» peygamber efendimizin çocukluğu 1.
PEYGAMMER EFENDİMİZİN HAYATI 2. CİLT Icon_minitimeC.tesi Tem. 12, 2008 10:07 am tarafından sari_seytan

» İsimleri ve künyeleri
PEYGAMMER EFENDİMİZİN HAYATI 2. CİLT Icon_minitimeC.tesi Tem. 12, 2008 10:06 am tarafından sari_seytan

» mübarek soyu
PEYGAMMER EFENDİMİZİN HAYATI 2. CİLT Icon_minitimeC.tesi Tem. 12, 2008 10:06 am tarafından sari_seytan

REKLAMLAR
ALLAH(c.c.) İSİMLERİ
En iyi yollayıcılar
sari_seytan
PEYGAMMER EFENDİMİZİN HAYATI 2. CİLT Vote_lcapPEYGAMMER EFENDİMİZİN HAYATI 2. CİLT Voting_barPEYGAMMER EFENDİMİZİN HAYATI 2. CİLT Vote_rcap 
admin
PEYGAMMER EFENDİMİZİN HAYATI 2. CİLT Vote_lcapPEYGAMMER EFENDİMİZİN HAYATI 2. CİLT Voting_barPEYGAMMER EFENDİMİZİN HAYATI 2. CİLT Vote_rcap 
alidogan
PEYGAMMER EFENDİMİZİN HAYATI 2. CİLT Vote_lcapPEYGAMMER EFENDİMİZİN HAYATI 2. CİLT Voting_barPEYGAMMER EFENDİMİZİN HAYATI 2. CİLT Vote_rcap 
tacettinkurt
PEYGAMMER EFENDİMİZİN HAYATI 2. CİLT Vote_lcapPEYGAMMER EFENDİMİZİN HAYATI 2. CİLT Voting_barPEYGAMMER EFENDİMİZİN HAYATI 2. CİLT Vote_rcap 
mehmet-1905
PEYGAMMER EFENDİMİZİN HAYATI 2. CİLT Vote_lcapPEYGAMMER EFENDİMİZİN HAYATI 2. CİLT Voting_barPEYGAMMER EFENDİMİZİN HAYATI 2. CİLT Vote_rcap 
<büşra>
PEYGAMMER EFENDİMİZİN HAYATI 2. CİLT Vote_lcapPEYGAMMER EFENDİMİZİN HAYATI 2. CİLT Voting_barPEYGAMMER EFENDİMİZİN HAYATI 2. CİLT Vote_rcap 
gurbet>kusu29
PEYGAMMER EFENDİMİZİN HAYATI 2. CİLT Vote_lcapPEYGAMMER EFENDİMİZİN HAYATI 2. CİLT Voting_barPEYGAMMER EFENDİMİZİN HAYATI 2. CİLT Vote_rcap 
dj yalnız-29
PEYGAMMER EFENDİMİZİN HAYATI 2. CİLT Vote_lcapPEYGAMMER EFENDİMİZİN HAYATI 2. CİLT Voting_barPEYGAMMER EFENDİMİZİN HAYATI 2. CİLT Vote_rcap 
Galeri
PEYGAMMER EFENDİMİZİN HAYATI 2. CİLT Empty

 

 PEYGAMMER EFENDİMİZİN HAYATI 2. CİLT

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
admin

admin


Erkek
Mesaj Sayısı : 86
nerden : istanbul
iş/hobiler : dj+web tasarim+site açmak
AD : Enes
SOYAD : KILIÇ
www.salyazili.tr.gg HİÇ GİRDİNİZMİ : evet
Kayıt tarihi : 29/05/08

PEYGAMMER EFENDİMİZİN HAYATI 2. CİLT Empty
MesajKonu: PEYGAMMER EFENDİMİZİN HAYATI 2. CİLT   PEYGAMMER EFENDİMİZİN HAYATI 2. CİLT Icon_minitimeÇarş. Haz. 04, 2008 3:14 am

[size=9]
Efendimizin Dünyayı Teşrifleri Sırasında Meydana Gelen
Harika Hâdiseler

Kâinatta en büyük hâdise hiç şüphe yok ki, Kâinatın Efendisi Peygamberimiz Hz.
Muhammed�in (a.s.m.) dünyaya teşrifleri hâdisesidir. Çünkü, hilkat ağacının
çekirdeği odur. Kàdir-i Zülcelâl, onun gelişini takdir etmemiş olsaydı, kâinat
da, insan da olmayacaktı. Dolayısıyla imtihan dünyasının kapısı da
açılmayacaktı. "Şu gördüğün büyük âleme büyük bir kitap nazarıyla bakılırsa,
Nûr-u Muhammedî (a.s.m.) o kitabın kâtibinin kaleminin mürekkebidir. Eğer o
âlem-i kebir, bir şecere tahayyül edilirse, Nur-u Muhammedî hem çekirdeği, hem
semeresi [meyvesi] olur. Eğer dünya mücessem bir zîhayat farzedilirse, o nur
onun ruhu olur. Eğer büyük bir insan tasavvur edilirse, o nur onun aklı olur."1

İşte, "Sen olmasaydın, ey Habîbim, felekleri [kâinatı] yaratmazdım" kudsî
hadisi, bu sırra işaret etmektedir.

Ayrıca, Efendimizin risâleti diğer peygamberler gibi hususî değil, umumi ve
cihânşümûldür. Buna binâen elbette dünyaya teşrifleri esnasında birtakım hârikâ
hâdiseler vücuda gelecekti. Ve bu hâdiseler akıl ve basîret sahiplerini
düşünceye sevkedecekti.

Nebiyy-i Ekrem Efendimizin dünyaya teşrifleri esnasında belli başlı şu hârikâ
hâdiseler meydana geldi:

a) Teşrif ettikleri gece bir yıldız doğdu.

Yahudîler arasında birçok âlim vardı. Bunlar, kitaplarında Allah Resûlünün
geleceğini görüp, öğrenmişlerdi. Yıldızlardan hüküm çıkarmada da usta
sayılırlardı. Efendimizin doğumu gecesinde bir yıldız parlamış ve Yahudî âlimler
bu yıldızdan Ahirzaman Peygamberinin dünyaya teşrif ettiklerini anlamışlardı.

Resûl-i Zîşanın meşhur şâiri Hassan bin Sâbit (r.a.) bu hususu şöyle
anlatmıştır:

"Ben sekiz yaşlarında var yoktum. Biliyorum, bir sabah vakti, Yahudînin biri
�Hey Yahudîler!� diye çığlık atarak koşuyordu. Yahudîler, �Ne var, ne
yırtınıyorsun?� diyerek adamın başına üşüştüler. Yahudî şöyle haykırıyordu:

"�Haberiniz olsun, Ahmed�in yıldızı bu gece doğdu. Ahmed bu gece dünyaya
geldi.�"1

İbni Sa�d�ın naklettiği konu ile ilgili bir rivâyette ise şöyle denilmektedir:

"Mekke�de oturan bir Yahudî vardı. Allah Resûlünün doğdukları gecenin sabahı
Kureyşlilerin karşısına çıktı ve sordu:

"�Bu gece kabilenizden bir oğlan çocuk doğdu mu?�

"Kureyşliler, �Bilmiyoruz� cevabını verince, adam sözlerine devam etti:

"�Varın, gidin, soruşturun, arayın; bu ümmetin peygamberi bu gece doğdu.
Sırtında alâmeti var.�

"Kureyşliler varıp soruşturdular ve gelip Yahudîye haber verdiler: �Bu gece
Abdullah�ın bir oğlu dünyaya geldi, sırtında bir nişan var.�

"Yahudî gidip peygamberlik alâmetini gördü. Ve aklını kaybetmişçesine şöyle
haykırdı:

"�Peygamberlik artık İsrâiloğullarından gitti. Kureyşlilere öyle bir devlet
gelecek ki, haberi doğudan batıya kadar ulaşacaktır.�"2

Demek gökkubbe pırıl pırıl yıldız kandilleriyle Resûl-i Kibriya Efendimizin
gelişini alkışlıyordu.

b) Medâyin�deki Kisrâ Sarayından on dört burç çatırdayarak yıkıldı.

Kâinatın Efendisinin doğduğu geceydi� Saatler, doğum anlarını gösteriyordu.
Derin bir uykuya dalan Medâyin şehri korkunç bir çatırdı ve gürültü sesiyle
uyandı. Hükümdarla birlikte halk da heyecan içinde yataklarından fırladı.
Manzara korkunçtu ve telaş verici idi. Hükümdar Sarayının o sapa sağlam
burçlarından on dördü çatırdayarak yıkılıvermişti.

Geceyi korkular içinde geçiren Kisrâ sabaha çıkar çıkmaz memleketinin dinî
reislerini derhal bir toplantıya çağırdı. Toplantıda, cereyan eden hâdisenin
neyin nesi olduğunu görüşeceklerdi.

Kisrâ tacını giymiş tahtına oturmuştu. Henüz müzakereye başlamamışlardı ki,
doludizgin yaklaşan bir atlı, elinde bir mektup getirdi. Mektupta, İstahrabat�ta
binlerce seneden beri ışıl ışıl yanan ateşlerinin söndüğü haber veriliyordu.

Bu haber, Kisrâ�nın korku ve heyecanını daha da arttırdı. Bu sırada toplantıda
bulunan İran başkadısı Mûbezan söz alarak gördüğü bir rüyâyı anlattı:

"Gördüm ki yüzlerce kükremiş deve, önlerine şaha kalkmış Arap atları olduğu
halde Dicle suyunu geçti ve İran topraklarına yayıldılar."

Kisrâ, doğru sözlü, bilgili ve adaletli Mûbezan�ın bu rüyâsını da mânâlı buldu.
Sinirleri fazlasıyla gerilmişti. Bu muammayı çözmek istiyordu. Bilgisine ve
irfânına güvendiği Mûbezan�a sordu:

"Peki, bu neye işâret olabilir?"

Başkadının cevabı kısa ve öz oldu: "Araplar tarafından çok önemli birşeyler
olacağına işâret olabilir."

Kisrâ, bunun üzerine derhal Hîre Valisi Numan bin Münzir�e bir mektup yazdı.
Mektupta, "Bana orada bulunan âlimlerden, suallerime cevap verebilecek kudrette
biri varsa gönder!" diyordu.

Mektubu alan Numan, işin ciddiyetini anladı ve derhal Abdü�l-Mesîh bin Amr
adında bir bilgini Medayin�e gönderdi.

Gelen âlimi hükümdar derhal huzura kabul etti. Cereyan eden hâdiseleri
anlattıktan sonra, kendisinden bu hususta bilgi istedi. Abdü�l-Mesih, Kisrâ�ya
hâdiseler hakkında bir bilgi veremeyeceğini söyledi ve ilâve etti:

"Şam yakınında Câbiye�de oturan dayım Satîh�de bunlara cevap verecek bilgi
vardır."

Bunun üzerine Kisrâ, Abdü�l-Mesîh�i gidip Satîh�ten hâdiseler hakkında bilgi
almak üzere vazifelendirdi. Meşhur Şam kâhini Satîh kemiksiz, âdetâ âzâsız bir
vücud, yüzü göğsü içinde bir acûbe-i hilkat ve çok yaşlı bir kâhindi. Dâimâ sırt
üstü yatardı. Bir yere götürülmek istendiği zaman bohça gibi katlanırdı. Gaipten
verdiği doğru haberler, o zamanın insanları arasında meşhurdu.

Abdü�l-Mesîh, dağ taş demeden yol alarak dayısı Satîh�in yanına vardı. O sırada
Satîh, hayatının son anlarını yaşıyordu. Şiddetli hastalık içinde kıvranıyordu.
Hastalığın şiddeti dudaklarından konuşma kudretini de alıp götürmüştü ki, gelen
adamın ne selâmını alabildi ve ne de konuşabildi. Fakat, Abdü�l-Mesîh olup
bitenleri anlatınca iş birden değişiverdi. Ölüm döşeğinde ecelle pençeleşen
Satîh gözlerini birden açtı ve sanki kabir kapısına değil, dünya evinin kapısına
yeni ayak basacakmış gibi canlanarak heyecan içinde haykırdı:

"Ey Abdü�l-Mesîh! İlâhi vahyin okunması çoğalacak. Asâ�nın sahibi peygamber
olarak gönderildi. Semâve Vadisini su bastı, Farsların ateşi söndü. Artık Şam da
Şam değil, Satîh için.

"Şunu iyi bil ki, zaman üzerinde hükmü geçerli olan mutlak Hâkim, böyle istedi
ve gelen peygamberle nebîlik ipinin iki ucunu düğümledi."

Derin bir nefes çektikten sonra da ilâve etti:

"Sasanîlerden, yıkılan burç sayısınca hükümdar gelecek ve sonra hüküm yerini
bulacaktır."1

Bu cümleler, Satîh�in dudaklarından dökülen son sözler oldu. Sanki bu gerçeği
dile getirmek için bekleyip durmuştu. Sözlerini bitirir bitirmez gözlerini
kapadı ve ruhunu Yüce Allah�a teslim etti.

Meşhur kâhin Satîh, bu sözleriyle açıkça Âhirzaman Peygamberinin dünyaya gelmiş
olduğunu haber veriyordu. O âna kadar bir benzeri görülmemiş bu hâdise, dünyaya
o gece şeref veren zâtın beraberinde getirdiği sönmez nûr ile Mazdeizmin2
karanlık inancı içinde kıvranan İran saltanatını ortadan kaldıracağına işaretti.
Nitekim, tarih buna şahid oldu ve hâdiseler Satîh�in haber verdiği gibi cereyan
etti: İran Devleti, 67 yıl süren on dört hükümdarın idaresinden sonra,
Kadisiyye�de Hâtemü�l-Enbiyânın ordusu tarafından İslâm topraklarına katıldı.

c) Kâbe�nin içini karanlık ve kirlere boğan putların pekçoğu başaşağı yıkıldı:

Kureyş müşrikleri, yeryüzünde Allah�ın tek ma�bud oluşunun içinde ve üstünde ilk
olarak abideleştiği Kâbe�yi putlarla karanlıklara boğmuşlardı. Ne var ki, henüz
Tevhid temsilcisi Resûl-i Kibriyânın dünyaya gözlerini açması karşısında bile,
çoğu yerlerine kurşun ile perçinlenmiş bu putlar, hâdisenin azametine
dayanamayarak yerlere yıkılıverdiler.

Bu hâdisenin ifâde ettiği mânâ büyüktü: Dünyaya teşrif eden bu Zât, kendisine
verilecek vazife gereği kapkaranlık şirk inancını ortadan kaldıracaktır.
Gönüllerde pâk, nezih ve saâdet dolu Tevhid inancını bayraklaştıracaktır.

Dünya buna şâhid oldu. O Resûl-i Zîşan, kısa zamanda Kâbe�yi cansız putlardan
temizlediği gibi, gönüllerdeki putları da İslâm îmânı ile yok ediverdi.

d) İstahrabat�ta bin seneden beri yanmakta olan Mecûsîlerin kocaman ateş
yığınları bir anda sönüverdi.

Mecûsiler bu ateş yığınını kendilerine ilâh kabul etmişlerdi. Efendimizin
dünyaya teşrifleri ile birlikte bu kocaman ateş, sanki okyanusların istilâsına
uğramış basit bir ateşmiş gibi sönüverdi.

Demek ki, gelen zât, putperestlik gibi, ateşperestliği de bir çırpıda ortadan
kaldıracak ve yeryüzünü Tevhid meş�alesiyle aydınlatacaktı.

e) Takdis edilen meşhur Sâve (Taberiyye) Gölü bir anda kuruyuverdi.

Bu da, gelen zâtın, Allah�ın izni ile olmayan şeylerin takdis edilmesini
yasaklayacağının ifâdesi idi.

f) Dünyaya teşrifleri ânında, şark ve garbı küçük bir oda gibi aydınlatan bir
nur görüldü.

Demek ki, dünyaya gelen zâtın tebliğ edeceği din, şark ve garbı bütün
ihtişamıyla kucaklayacak, insanlığın beşte birini şefkatli sînesinde terbiye
edip okşayacaktı.

g) Semâve Vadisi taşan seller altında kalıp, suya gark oldu.

Resûl-i Kibriya Efendimizin dünyaya gözlerini açtıkları geceydi. Taşan seller
Semâve Vadisi ve Semâve şehrini sular altında bıraktı. Şehir halkı, dehşet
içinde kalarak, çareyi dağlara ve tepelere sığınmakta buldu. Sonra da bir mektup
yazarak durumu Kisrâ�ya bildirdiler ve kendisinden yiyecek ve içecek yardımı
istediler.

h) Gök kubbeden salkım salkım yıldızlar döküldü:

Nebiyy-i Ekrem Efendimizin dünyaya teşrifleri gecesinde hazan yaprağı gibi gök
kubbeden yıldızlar döküldü.1 Bu hâdise de şuna işâret ediyordu: Bundan böyle
şeytan ve cinlerin gökten haber almaları son bulmuştur. "Madem Resûl-i Ekrem
Aleyhisselâtü Vesselâm vahiy ile dünyaya çıktı, elbette yarım yamalak ve
yalanlar ile karışık, kâhinlerin ve gâipten haber verenlerin ve cinlerin
ihbarâtına (haberlerine) set çekmek lâzımdır ki, vahye bir şüphe irâs etmesinler
ve vahye benzemesin. Evet, bi�setten evvel kâhinlik çoktu. Kur�ân, nazil
olduktan sonra onlara hâtime çekti. Hattâ çok kâhinler îmâna geldiler. Çünkü,
daha cinler tâifesinden olan muhbirlerini bulamadılar."2

O âna kadar görülmemiş bu hâdiselerin Resûl-i Ekremin doğumu sırasında meydana
gelmeleri elbette tesadüfî değildi. Ezelî kudretin kader kaleminin tayin ve
tesbitiyle vücuda geliyorlardı. Ve dünyaya Âhirzaman Peygamberi Hazret-i
Muhammed�in (a.s.m.) zuhurunu haber veriyorlardı.

* * *

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.salyazili.tr.gg
 
PEYGAMMER EFENDİMİZİN HAYATI 2. CİLT
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: İSLAM KONULARI :: DİNİ BİLGİLER-
Buraya geçin: